27 Şubat 2011 Pazar

Tur Suresi







KUR'AN OKU-DİNLE
FATİHA
BAKARA
Al'İ İMRAN
NİSA
MAİDE
EN'AM
A'RAF
ENFAL
TEVBE
YUNUS
HUD
YUSUF
RAD
İBRAHİM
HİCR
NAHL
İSRA
KEHF
MERYEM
TAHA
ENBİYA
HAC
MÜ'MİNUN
NUR
FURKAN
ŞU'ARA
NEML
KASAS
ANKEBUT
RUM
LOKMAN
SECDE
AHZAB
SEBE
FATİR
YASİN
SAFFAT
SAD
ZÜMER
MÜ'NİN
FUSSİLET
ŞURA
ZUHRUF
DUHAN
CASİYE
AHKAF
MUHAMMED
FETİH
HUCURAT
KAF
ZARİYAT
TUR
NECM
KAMER
RAHMAN
VAKİA
HADİD
MÜCADELE
HAŞR
MÜMTAHİNE
SAF
CUMA
MÜNAFİKUN
TEGABÜN
TALAK
TAHRİM
MÜLK
KALEM
HAKKA
MEARİC
NUH
CİN
MÜZEMMİL
MÜDDESSİR
KIYAMET
İNSAN
MURSELAD
NEBE
NAZİAT
ABESE
TEKVİR
İNFİTAR
MUTAFFİFİN
İNŞİKAK
BURUÇ
TARIK
A'LA
GAŞİYE
FECR
BELED
ŞEMS
LEYL
DUHA
İNŞİRAH
TİN
ALAK
KADİR
BEYYİNA
ZİLZAL
ADİYAT
KARİA
TEKASÜR
ASR
HÜMEZE
FİL
KUREYŞ
MAUN
KEVSER
KAFİRUN
NASR
TEBBET
İHLAS
FELAK
NAS
TUR SURESİ(Resmi Mushaf : 52 / İniş Sırası : 76)

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla…

1. Andolsun Tura,
2. Satır satır yazılmış Kitap’a,
3. Ki açılıp yayılmış ince deri üzerine yazılmıştır.
4. Andolsun düzenli bir biçimde bakılan o eve,
5. Andolsun yükseltilmiş tavana,
6. Andolsun o alevlerle kaynatılıp köpürtülmüş denize,
7. Ki hiç kuşkusuz, senin Rabbinin azabı meydana gelecektir.
8. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.
9. O gün gök bir çalkanışla çalkanır.
10. Ve dağlar bir yürüyüşle yürür.
11. Vay hallerine o gün, yalanlayanların,
12. Ki onlar bir batağa dalmış oynamaktadırlar.
13. O gün cehenneme bir kakılışla kakılırlar.
14. “İşte budur yalanlayıp durduğunuz ateş!
15. Bu da mı büyü?! Yoksa siz mi görmüyordunuz?
16. Dalın ona! Artık ister sabredin ister sabretmeyin. Sizin için hepsi birdir. Siz ancak yapıp ettiğiniz şeylerin karşılığıyla yüzyüze geleceksiniz.”
17. Korunup sakınanlar; cennetler, nimetler içindedir.
18. Rablerinin kendilerine verdikleriyle keyif çatarlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.
19. “Yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak afiyetle yiyin için;
20. Ardarda dizilmiş koltuklar üzerinde yaslanmış olarak.” Ve biz onları parlak, iri gözlü hurilerle eşleştirmişizdir.
21. İman edip zürriyetleri de imanda kendilerine uyanların, soy-soplarını da kendilerine katmışızdır. Ve kendi amellerinden kendilerinin hiçbir şeyini eksiltmemişizdir. Her kişi kazandığı karşılığında bir rehindir.
22. Biz onlara canlarının çektiği meyvadan ve etten sunduk.
23.Orada bir kadeh tokuştururlar ki, içinde ne bir boş laf var ne de günaha sokuş.
24. Çevrelerinde, kendilerine özgülenmiş genç uşaklar dolaşır; sanki sedeflerinde saklı inciler.
25. Birbirlerine dönüp soruşurlar. Ve derler:
26. “Daha önce biz, ailemiz içinde endişe ile ürperiyorduk.”
27. “Allah bize lütufta bulundu ve bizi o iliklere işleyen azaptan korudu.”
28. “Biz önceden O’na yakarıyorduk. Çünkü O’dur Berr, cömertçe iyilik eden; O’dur rahmeti sınırsız olan.”
29. Artık hatırlat, öğüt ver. Rabbinin nimetine yemin olsun ki, sen ne kahinsin ne de cin çarpış.
30. Yoksa şöyle mi diyorlar: “O bir şairdir. Zamanın ölüm getiren felaketine çarpılmasını bekliyoruz.”
31. De ki: “Bekleyin! Doğrusu sizinle beraber ben de bekleyenlerdenim.”
32. Acaba bunu onlara hayalleri mi emrediyor yoksa bunlar azmış bir topluluk mu?
33. Yoksa, “onu uydurdu” mu diyorlar! Hayır, iman etmiyorlar.
34. Eğer doğru sözlü iseler, onun benzeri bir hadis / söz getirsinler.
35. Yoksa onlar hiçbir şeysiz mi yaratıldılar? Yoksa bizzat kendileri mi yaratıcıdır?
36. Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Hayır, onlar gerekli bilgiye ulaşamıyorlar.
37. Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mı? Yoksa güç ve egemenlik sahibi onlar mı?
38. Yoksa onlara özgü bir merdiven var da onun üzerinde mi dinliyorlar? Eğer böyleyse, dinleyenleri açık bir kanıt getirsin.
39. Yoksa kızlar O’na, oğullar size mi?
40. Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bir borç yüzünden onlar, yük altına mı giriyorlar?
41. Yoksa gayb yanlarında da yazıp duruyorlar mı?
42. Yoksa tuzak mı kurmak istiyorlar? Doğrusu şu ki, o inkar edenlerin kendileri tuzağa yakalanmış olacaktır.
43. Yoksa Allah’tan başka bir ilahları mı var? Uzaktır Allah, onların ortak koştuklarından.
44. Gökten bir parçanın düştüğünü görseler şöyle derler: “Üstüste yığılmış bulutlar!”
45. Bayılıp yere serilecekleri günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları.
46. O gün ne tuzakları kendilerine bir yarar sağlar ne de bir yardım görürler.
47. Zulmedenler için bundan başka bir azap da vardır. Fakat onların çokları bilmiyorlar.
48. Rabbinin hükmüne sabret. Kuşkusuz, sen bizim gözlerimizin önündesin. Kalktığında Rabbinin hamdiyle tespih et.
49. Gecenin bir bölümünde ve yıldızların ardından da O’nu tespih et.
UÇAN Blogları

Hiç yorum yok: